21 Ocak 2010 Perşembe

eleştirip duranlara ama eleştirdiğini yapanlara kızanlardan mısın? işte biri karşında


yasama yürütme yargının yanında 4. kuvvet diye öğrendik hep medyayı. haber verecek, ve aynı zamanda takip edip denetleyecek bir güçç..bu güç herzaman olduğu gibi şimdi de iktidarda bulunan kapitalist sınıfın siyasi, ekonomik, sosyal çıkarlarının elinde..








bizler karıncılarından çoktan arınmış, rengine renk katmış, 10000 ekranlı t.v.lerimiz ile t.v.lerimizi koyduğumuz baş köşemizle, izleyerek uyuttuğumuz, kitap okumayı unuttuğumuz beyinlerimizle bu gücün en büyük destekçisiyiz aslında..(ki ben evde oturmayı çok seven bir insan olduğumdan, çokça izlerim bu meredi; ama kitabımı da okurum o ayrı..)
sabah açtığımız, gün boyunca kandığımız, akşam ayarını yapıp birlikte uykuya daldığımız televizyonumuzla tek tip olmaya zorlanan, düşünmeyen,üretmeyen birey(!)ler oluyoruz hızla..

televizyon asla bilgi verme amaçlı değildir, öğretici olmak gibi bir zorunluluğu yoktur, o kar sağlamak ister sadece kar sağlamak.. peki bunu nasıl yapar?

önce bir kadın profili yaratır. ;"kadınlık" vurgusu yapılır..yapay bir estetik kaygısı yaratılır, evcimenlik-eş-anne üçgeninde bilardo topuyla sayı yapılır. şampuan,saç kremi,temizlik malzemesi,ruj, pırlanta vs kadını hedef alırken, erkek için traş bıçağı, maç izleyceği kanal, bikaç elektronik eşya,araba reklamı dışında pek birşey kalmaz. Paradoxa bakın ki, kadın reklamındaki dış ses hep etken olan erkeğin sesidir, hedef edilgen kadın..mutfak fayanslarında temizlik yapmak isteyen kadın güçlü kaslarıyla beliren kahraman erkek figürü görür..çünkü güçlü kirlerle ancak o başa çıkabilir..ve hedef kitlesinin erkek olduğu reklamlarda ise mutlaka kadının cinselliği ön plandadır. traş olan erkek seksi öpücüklere boğulacaktır.
kadın t.vde gördüğü o photoshoplu mükemmeliğe kavuşmak için parası olsa da olmasa da tüketir. kırışık önleyici kremler, salyangoz özlü vıdıvıcılar, saç pırasalaştırıcı,sonra saç kıvırcıklaştırıcı vs. artık evlilik hayallerinin olmazsa olmaz şartıdır pırlanta, mükemmel ev kadını eşine annenin çorbasını yapmak için harcar, mükemmel anne çocuğuna içinde her b.kun olduğu vıdıcıvı mamasını yedirir.böylece kadın özündeki kişilikten t.v deki bu ayin sayesinde ayrılır. artık onun gerçekten nasıl olmak istediğinin neyle mutlu olması gerektiğinin önemi yoktur. örneğin ben gereksiz yere öyle şeylere para harcıyorum ki, bazen farklı olmak adına yaptığım tüketimin aslında beni nasıl sıradanlaştırdığını farkediyorum. hepimiz ermeniyiz diyemem belki ama bence tüm kadınlar gönül rahatlığı ile hepimiz aynıyız demelidir.


kadının kendi içinde sırf bu ayakuydurmadan kaynaklı sorunları varken, birde dışında açılan kamçı izleri var çok daha tatsız ve kanlı..

kadın tv de "seks için bakınılası malzeme-(muhafazakar porno malzmesi de uygundur)" evet işte bu tamlama birazdan anlatmak için takla atacağım cümlelerin özetidir. hatta vazgeçtim takla makla atmayacağım çünkü bunu hepimiz biliyoruz, tekrara gerek yok.. örneğin an itibari ile aşk-ı memnu dizisi yayınlanıyor, kadın karakter bihter yeğen behlülden intikamını tüm seksiliğiyle amca-eş Adnanın yatağına girerek alıyor. Evet bir kadın intikamını kolaylıkla saten kırmızı geceliği ile alabilir, ama kadın bundan ibaret değildir..bu klişeden arınmış kadın kendine cinsellik dışında binbir yol bulabilme kapasitesine sahiptir..peki biz napıyoruz? sosyete pazarlarında bihter yüzüklerine, bihter geceliklerine koşuyoruz. müzik marketlerde ünlü öpüşme sahnesi dipnotlu dizi dvdlerini alıyoruz.

Çok pisliğim çünkü oturup tüm bu abuklukları izliyorum, hem eleştiriyorum hem izliyorum..işte uzak durulması en lüzumlu tip- o benim..Avuntu belki ama diğer tüm yapmam gerekenleri de yaptığımdan emin olup, toplum beğenilerinden de uzak kalmadığını düşünüyorum.. Uzun lafın kısası kadının ruhundaki bu boşluğu ve toplumdaki haksız yerini kimse zorla yaratmıyor. kimse saçımdan tutup, filistin askısıyla kollarımdan gerip darbe işkencelerine maruz bırakıp bana aşk-ı memnuyu izletmiyor. bunu ben kendi kendime yapıyorum garip bir gönüllülükle ve aslında tüm kadınlar diğerlerine yapıyor büyük bir memnuniyetle...


hamiş: bu yazıya ntv deki on kadın programının bir kritiği olsun diye başlamıştım, toplayamadım..nesee başka sefere inşallah..görüşmek üzeree...




Hiç yorum yok: