10 Eylül 2010 Cuma

uyku hali..

düğün salonlarında davula zurnaya, o yanık sesli şarkıcıya, gösteriş için kolları altınlarla dolu kadınların oynarken çıkardıkları şangırtıya, alkışa, nağralara, diğer çocukların patlattıkları balonlara, ardından ağlamalarına RAĞMEN masanın üzerinde mışıll mışıl ağzından salyaları akarak uyuyan bebekler vardır ya işte ben onlardan biriydim..
bebekken öyle çok uyurmuşum ki, annem öldüğümü sanıp nefesimi kontrole gelirmiş, 3-4 yaşlarında ise ayakta da uyuyabildiğimi (gerçek anlamda) keşfettim, çok yorulduğumda garip bir esneklikle sadece kafamı koyardım koltuğa falan, bu durum öyle bir hal almış ki bizimkiler ispat için öyle uyurken resmimi falan çekmişler..
yıllar geçti benim uykuya düşkünlüğüm hiç geçmedi, 10 dk mesafeli okuluma 2 güne bir geç kaldım, uyuyan güzel:)) ahaha gibi lakaplarım oldu. hani insanın canı sıkılınca dizi izler, film izler falan ya ben rüyalarım için uyuyordum. uyanıp yemek yedikten sonra rüyama kaldığım yerden devam etmek için tekrar uyuyordum.
sadece aptallar sekiz saat uyur mu ne öyle bi kitap okuyodu bi arkadaşım; içimden güldüm geçtim..e herhalde en az 12 saat uyunmalı:).. rekor denemeleri yaptım kendi çapımda en uzun nekadar uyuyacağım diye, annem gelip uyandırmaya çalıştığında "kahretsin anne rekora gidiyodum" demiştim. delirdiğimi düşünüp uzaklaşmıştı...
hava hafif serin olduğunda o incecik yorganın içine girmek, yastığını kafanın altına yerleştirmek için uğraşmak, çarşafla bütünleşmek, kemiklerinden gelen o yorgana sarılma isteğii.. ah herkes mutlaka "bi 5 dk" demiştir... sabahları zorla uyanan herkes mutsuzdur, uykuya doyup yavaşça kendiliğinden gözlerini açmak yerine...
ama şimdi uyumak eskisi kadar güzel değil, dün farkettim, tüm bu güzellikleri yorgana değil sana sarılarak tamamlamak istiyorum, tavana bakıp hayal kurarak değil gözlerine bakarak..*

*kıroyum ama blog benim:)


Hiç yorum yok: