11 Ağustos 2010 Çarşamba

"Tek istediğim, battaniyenin altında film çekeceğim değil, film izleyeceğim bir adamdı."


Meşhur blogger puccanın kitabı çıktı. yüzümde muzur bir sırıtışla bir çırpıda bitiverdi kitap. kafa dağıtmak isteyenler için ideal. kahkaha garantili: "küçük aptalın büyük dünyası-pucca günlük" kitaptan bikaç bişey yazıyorum hiç bir fikri olmayanlar için;

" yıldız tilbe sendromu: göz sürekli telefondadır. önce telefonu kapatırsınız, 10 dk sonra hemen geri açarsınız. ardından " ararsa asla açmayacağım aslaaa", dersiniz. on dakika sonra "ararsa çok soğuk konuşacam" dersiniz. on dakika sonra "aradığında sen açsana Canan yaa, yok de benim için" dersiniz. on dakika sonra "arasa ah bi arasa" dersiniz. bunun sonunda ise el telefonda göz tavanda, fonda bayık müzikler eşliğinde "allahım arasın beniii" diye dua ederken bulursunuz kendinizi...."sy 11

"doktor koca hayaliyle yanıp tutuşan kızları anlamak çok zor. zaten bir onları anlamıyorum, bir de üniforma için deliren hatunları. Asker, polis, tansaş güvenlik görevlisi, ölüp bitiyorlar bunlar için. bunların arabaya önem veren kızlarla hiçbir farkı olmadığını düşünüyorum."sy19

"erkekleri karşıdan yürürken smokinli hayal ediyorum. biraz yaklaştıklarında hoop ellerinde bir çocuk; az daha gelince tansaş alışveriş arabasıyla görmeye başlıyorum. birinden hoşlanayım ilk düşündüğüm şey "allahım çocuğumun gözü bana benzesin, dudakları babasına oluyor."sy42

"kirpiği yanağına düşmüştü dilek tut dedim. hep yanımda kal dedi. en güzel güzel yerlerde film biter ya, sonrası mühim değildir, artık kahramanlar yorulmuştur ve huzur içinde bir "son" yazısı yazar. ben eğer bir film olsaydım, bu sahnede biterdim: pekmez* dizlerimde, ellerim saçlarında, tv izlerken. sonrası yok öncesi mühim değil. her şey burada bitsin " son" yazısı yazarak blura dönsün sahne..
sonra sordum" hangi yanağın?" diye, sol dedi ama kirpik sağındaydı."sy111

"allahım benden nefret mi ediyorsun çok mu seviyorsun bilmiyorum ama böyle bir kıl olma durumun var sanki. ne zaman su gibi, ilik gibi, taş böyle gögüs kaslarında krem şanti yalayacağın, sırtında koala gibi yaşayacağın, bebek gibi olan yüzlerle karşılaşsam, altımda ev pijamalarım*,yağlı saçlarım, on dakika önce yedi travestinin tecavüzüne uğramış duran sıfatımla oturuyorum."sy 201


*pekmez: puccanın sevgilisine verdiği isim.
*ev pijaması: iki tip pijama vardır biri misafire verilen az giyilmiş temiz,şirin ama rahat ettirmeyen pijamadır. ikincisi is, orta kısmı delik, üzerinde yer yer çamaşır suyu izleri ile çıkmamış salça lekeleri olan, paçaları yıkanmaktan kısalmış dünyanın en rahat pijamasıdır. bu pijama sonra baba atleti ve ortası üç metre açık donuyla birlikte toz bezi olma yolunda ilerler.

Hiç yorum yok: