14 Mart 2010 Pazar

içelim güzelleşelim

bir masa olsun koyu kahve ağaçtan.üzerinde kahvesini örtmeyecek krem rengi bir tül. kocaman bir peynir tabağı; içinde küp küp peynirler; yanında deniz mahsulü ağırlıklı meze tabakları. tabaklar rengarenk biri mavi, biri turuncu biri yeşil..tek bir beyaz tabak olsun onunda içinde yoğurt... deme balıkla yoğurt hiç yenir mi diye? bu benim hayalim bırak o da olsun!! masanın ortasında bir vazo, vazonun içinde çiçekler..kocaman sürahi içinde buzlu su; dışı terlemiş bakınca üşürsün..kadehlerimiz doldurulmuş bekliyor.
 sandalyeler öyle rahat minderli falan değil, onlarda tahtadan..adam gibi dik oturalım diye rakı soframızda..
kapının önündeyiz ve bir akdeniz ikliminde, soluyunca dağ toprak deniz kokuyor.akşamm, hava hafiften esiyor, ilerde bir şal duruyor olurda üşürsem omuzlarıma ört diye..içerden name sesleri geliyor..
oturuyoruz sessizce; sana bakınca içesim geliyor; sen serçe parmağın havada kaldırıyorsun kadehini; şerefe!! ilk yudum önce dudakları ıslatıyor, tüm tadını bırakarak geride, yakarak kayboluyor. bakışların uzakta dudağını kemiriyorsun. sohbetmiz anason kokuyor.kadehler dolup boşalıyor. öyle şeyler konuşuyoruz ki sanırlar memleketi kurtarıyoruz, öyle dertli öyle bedbahtız fakir için yoksul için, öfkeliyiz cahil için bencil için..inanıyoruz konuştuklarımızın hepsine inanıyoruz..öyle gerçek gülüyor, öyle gerçek öfkeleniyoruz..sonra ben dünyanın döndüğünü iddia ediyorum ama asla sarhoş olmadığımı; ..şişenin dibini görmek yine sana kalıyor kızarmış gibi yapıyorsun, beni oyunbozanlıkla suçluyorsun..kafamı gögsüne yaslıyorum, sonra çaktırmadan sana bakıyorum..gözümü kapatmadan önce son gördüğüm şey gülüşün..uyuyorum.

1 yorum:

sophie'nin dünyası dedi ki...

ben buna ve daha bir çok yazına bayılıyorum başak!

okuduğum ilk günden beri "yorum" ikonunu arıyorum ama bulamıyordum.
bu akşam resmen acaip bir içgörü kazanarak, "belki başlığa tıklayınca gelir" dedim ve altta "yorum gönder" yazınca sevindim resmen.

yorum yazma seçeneğini bu kadar gizleyen siz sevgili blog yöneticilerini tebrik ediyor ve bunu bilinçli mi seçtiniz diye sormadan edemiyorum...

neyse, sen yazmaya devam et, yaz ki, biz de okuyalım.
sevgiler...